19 Nisan 2024 Cuma
Anasayfa > HABERLER > 2016-2017 OSMANİYE TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 8

2016-2017 OSMANİYE TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 8

30.11.2016 16:46 12 14 16 18 yazdır
Türk Eğitim Sen Osmaniye Şubesi, Yardımcı, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Engelli Personel İstişare Toplantımızı Gerçekleştirdik.
2016-2017 OSMANİYE TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 8


Türk Eğitim Sen Osmaniye Şubesi, Merkez İlçe, İlçe, Üniversite, Yurt-Kur Başkanlıkları, Kadın Kolları Temsilciler Kurulu İstişare Toplantılarımızdan Yardımcı, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Engelli Personel İstişare Toplantımızı 29/11/2016 tarih ve saat 19:30 da Sendika Binamızda gerçekleştirdik.



Toplantımıza; Osmaniye Merkez ilçemizde bulunan Yardımcı, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Engelli Personel üyelerimiz katılmışlardır.


Vatanımıza ve Milletimize, Eğitim Öğretim Camiasına ve Sendikamıza hayırlı ve uğurlu olması dilekleri ile açılan toplantıda Türkiye Kamu Sen Osmaniye İl Başkanı ve Türk Eğitim Sen Osmaniye İl Başkanı Ahmet Kandemir; "Menfaati için mevzi alanlara inat, Milli, Manevi değerleri ve ülkesi adına dik duruş sergileyerek bizimle yürüyen her insanımızın ellerinden öpmeyi yönetim kurulu adına şeref telakki ediyor tekrar hoş geldiniz diyorum.

Türk Milletli karanlıktan önceki son çıkış olan 15 Temmuz gecesi gerekeni yapmıştır.  Kabul ediyoruz ki sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Eğitimden ekonomiye, dışarıdan içeriye kritik bir eşikte ne olacağını kestiremediğimiz bir vaziyeti yaşıyoruz. Ülkemizin bu zor durumunda her zaman yanında olduğumuzu hep beyan ettik, bugün de ediyoruz. Emperyalizme boyun eğmeyeceğiz, biz biriz, iriyiz ve diriyiz. Bir ölür bin diriliriz. Bu milleti ayırmaya ve iç savaşa yönelik gelişecek provokasyonlara fertler olarak prim vermeyeceğiz.


Bu vatan coğrafyasında yaşayan her fert bizim kardeşimizdir, ağabeyimizdir, hainler dışarıdaki emperyalizm ve içimizdeki işbirlikçileri ve bölücülerdir.  Bu hainlerin cezası da bellidir. En büyük silahımız birliğimizdir. "Yenikapı Ruhu"na kurumlarımızdaki en alt birimden en üst noktadaki tüm yöneticilerimiz samimi bir şekilde uymalıdırlar.

Gerek açığa alınanlar ve gerekse ihraç edilenler noktasında en fazla zararı görmüş kamunun bir an evvel normalleşmesi gerekirken, vaziyeti kördüğüme çevirecek eylem ve söylemlerde bulunmak yani birlik ve beraberliğe, tek yürek ve tek beden olmaya en çok ihtiyacımız olduğu bu dönemde Kamu çalışanının iş güvencesini tehdit edecek girişimlerde bulunmak kime ne fayda sağlayacaktır?

Birileri kadrolaşmak için sınav sorularını çalmış, diğerleri de mülakatı getirmiştir. Çalışmanın, gayretin, adil yarışmanın çöpe atılıp torpilin zirveye ulaştığı böyle bir uygulamayı hangi vicdan kabul edebilir? Toplumun her kesiminde siyasetçilere yöneticilere olan güvensizlik dağları aşmıştır. Birbirine güvenmeyen Devlet-Memur kaosunda nasıl önümüzü görecek ve yolumuzu bulacağız!


Kısacası, ülkemizin ve eğitim davamızın geleceği adına çok endişeliyiz. Kanlı darbe girişimi sonrası suçluların bir an evvel bulunup en ağır şekilde cezalandırılmasının sonuna kadar yanındayız ve yardımcısıyız; ancak eğitim sisteminin kodlarıyla sürekli oynanması, keyfe keder uygulamalarla ve mülakatlarla adalet duygumuzun tüketilmesini, sürekli yeni bir şeylerle yapboz tahtasına dönüştürülen eğitim sitemimizle, eğitim camiasının tedirgin edilmesini asla doğru bulmuyoruz.


Özellikle uzun zamandan beri Türkiye Kamu Sen olarak eleştirilerimizin de odak noktasını teşkil eden ülke içinde yaratılan kutuplaşmanın, ayrıcalıklı kesim yaratma çabalarının, hukukun üstünlüğü ilkesinin sekteye uğratılması girişimlerinin bir an önce son bulması ve yaşanan bu olayların, anti demokratik yaklaşımlar için bir gerekçe olarak kullanılmaması, en büyük arzumuzdur.

Darbeye karşı birleşen Aziz Milletimiz her türlü haksızlığa karşı duracak iradeye de sahip olduğunu göstermiştir. Birlik ve beraberlik anlayışının hâkim kılınması gerekmektedir.  Fakat ne yazık ki yaşadığımız süreçte terör örgütü ile mücadele için çıkarılan OHAL kamu çalışanlarına zulüm aracına dönüştürülmüştür.

OHAL'in amacı aşılmıştır.


Biz artık, bu ülkede yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını ve bir vatandaş olarak hak ettiği kıymeti görmesini istiyoruz. Bu talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz.

Türk Eğitim-Sen olarak, bu ülkeye karşı borçlu olduğumuzu düşünüyor ve bu niyetle faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Ecdadımızdan emanet aldığımız bu güzel ülkeyi, çocuklarımız için her alanda daha güçlü, daha müreffeh ve daha yaşanılır bir ülke olarak yaşatmak öncelikli görevimizdir.

Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen; çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden ve hak ettiğini alan sendikacılık anlayışını ilke edinmiştir. Bu anlayış ve belirlenen Kalite Politikaları doğrultusunda ortaya koyduğu çalışmalarıyla Türk Eğitim Sisteminin sorunlarının çözüm surecine de katkıda bulunmaktadır.


Eğitim bilimsel ve gerçekçi belirlenen; hedefleri, planlanması, gerçekçi politikaları, yöntemleri, çağın gereklerine ve toplumsal ihtiyaçlara göre hazırlanmış müfredatı, uygulayıcıları ve çalışanlarıyla birlikte bilimsel bir yöntemle ele alınması gereken bir sistemdir. Sistem ise tüm unsurlarıyla "Olması gerektiği" gibi kurgulanırsa başarıya ulaşabilecektir. Eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanamadığı, sıkıntılarının çözülemediği bir ortamda, eğitimden istenen düzeyde sağlıklı sonuçlar elde edilemeyeceği de bir gerçektir.

Ancak bu süreçte en önemli unsur sistemin uygulayıcılarıdır. Aynı şekilde sistemin uygulayıcılarının da istenen düzeyde olması gerekmektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi; hedefleri, planları, politikaları, yöntemi, müfredatı,  uygulayıcıları ve çalışanları ile bir bütündür.

Fakat uygulamada tüm eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ele alınmadığı yadsınamaz bir gerçektir. Behemehâl eğitim çalışanları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne yazık ki bugüne kadar genel idare hizmetleri, yardımcı hizmetler, teknik hizmetler ve 4/C sınıfında çalışan personel hep ihmal edilmiştir.

Üzülerek şahit oluyoruz ki, eğitim çalışanlarının sorunları gündeme getirilirken, ilgililer ve kamuoyu yalnızca yöneticiler ve öğretmenler üzerinde yoğunlaşmakta diğer personel ise unutulmaktadır.


Eğitimle ilgili her kurum aynayı öncelikle kendine tutmalı, ortak aklı harekete geçirecek faaliyetleri planlama ve uygulama cesaretini göstermelidir. Eksiklerin, yanlışların söylenmesi üst yönetim tarafından iyileştirme için bir şans olarak görülmelidir. Bilinmelidir ki, hiç eleştirilmemek delilerin ve ölülerin ayrıcalığıdır.

 "Eğitimin Görünmeyen Kahramanları" yani şefler, büroda memurlar, veri hazırlama ve kontrol işletmenleri, şoförler, güvenlik görevlileri, aşçılar, ambar memurları, ayniyat saymanları, teknisyenler, mühendisler, 4/C'liler, hizmetliler, engelliler kısaca eğitim emekçilerinin sorunları ve çözüm yollarını oluşturan talepleri yöneticiler tarafından hep görmezden gelinmiştir.


Bu yakarışı bir hizmetli arkadaşımız şu şiiri ile dile getirmektedir.

"Otuz sekiz suret, yirmi beş sınıf beni bekler

Amirim ise benden sigara bekler.

Çocuklar üşümüş sınıfta titrer.

Amirim ise benden çay ister.

Paspas atılacak yüz metrelik koridor.

Ah amirim, bir de ne olur gel halimi sor.

Akşam 7 oldu daha sınıfın dördü duruyor.

Amirim sabah, bana saati soruyor.

Beş dakika geciktin, görürsün sen diyor.

Üstümde adım yazılı sarı zarf veriyor.

Sana da kalmaz o koltuk Amirim."

 

Bu yakarışa bir öğretmen arkadaşımız şu şiiri ile cevap veriyor.

"Amir dediğin nedir şu âlemde.

Yandaş olup koltuk bulmak derdinde
Bir emeği yoktur eğitimde
Varsa yoksa koltuk derdin de.
Hizmetli abim üzülme sende,
Mizan kurulacak ahir âlemde.
O zaman çıkacak defter kalemde,
Makamlar yok olur elbet mahşerde..."

Yardımcı Hizmetler personeli, Genel İdare Hizmetler Personeli, Teknik Hizmetler Personeli ve Engelliçalışanlar unutmamalıdır ki, hizmet kolumuza bağlı diğer işkollarında olduğu gibi eğitim çalışanlarının sorunlarının yegâne çözümü de yüzde yüz sendikalaşmadan geçmektedir. Problemlerin çözümünü arzulayan çalışanların atması gereken ilk adım sendikalaşmak olmalıdır. Ancak o zaman çözüm surecine katkıda bulunulabilecektir. İşte bu adımı atmakla; şartların şekil verdiği değil, şartlara şekil veren kişilerin azmini ve kararlılığını göstermiş oluruz. Geleceğin bilgi toplumunu oluşturmak istiyorsak eğitimde kaliteyi arttırmak zorundayız. Eğitimde kalite, çok yönlü çalışmalar gerektirir. Ancak hangi sistemi uygularsanız uygulayın; çalışanların mutlu ve huzurlu olmadığı bir ortamda kaliteden, başarıdan bahsedemeyiz. Yöneticiler, varlıklarını değil gelecek nesilleri düşünmek zorundadır. Bu sebeple çalışanların ve onların temsilcilerinin sesine kulak vermelidirler.


Yardımcı Hizmetler personeli, Genel İdare Hizmetler Personeli, Teknik Hizmetler Personeli ve Engelliçalışanların sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerinin ilgililerin ve ülkenin gündemine taşınması için gayret gösteren sendikamız; bu amaçla değişik zamanlarda yazılı ve görsel ve işitsel basın açıklamaları, kitlesel basın açıklamaları, dergi, broşür, afiş, bülten vb basın yayın malzemeleri, işyeri sendika ilan panoları, billboardlar, eylem ve etkinlikler, anketler, sosyal medya paylaşımları, dilekçe kampanyaları, hukuki girişimler, Muhalefet partileri, Hükümet, Bakanlık ve Kurum Yetkilileri ile görüşmeler, TBMM'de kanun teklifleri, soru ve araştırma önergeleri, reklam, haberler ve yazışmalar gibi kamuoyu baskısı oluşturma çalışmaları ile sıklıkla gündeme getirilmektedir.


Yapmış olduğumuz bütün çalışmalarda bilgiyi doğrudan almayı şiar edinerek her fırsatta kamu çalışanlarıyla doğrudan iletişime geçip, mağduriyeti yaşayan kişiden dinleyerek çözüm noktasında kamu çalışanlarının fikirlerine değer veren sendikamız, Yardımcı Hizmetler personeli, Genel İdare Hizmetler Personeli, Teknik Hizmetler Personeli ve Engelli çalışanlarla da ilgili de aynı yolu izlemektedir.


Bir meslek gurubunun sıkıntılarını ve çözüm yollarını en iyi o meslek gurubunun mensupları ortaya koyabilir; düşüncesi ile geçmiş yılarda düzenlediğimiz ve ileride düzenleyecek olduğumuz;  Kurultay, Çalıştay, Sempozyum ve İstişare Toplantılarında meslek gruplarının sorunları ve çözüm yolları tartışılarak oluşturulmuş, basılarak üyelerimize dağıtılmış ve sendika sitemizde yayınlanarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.


Burada gündeme getirilen sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler ile o yıl ki yapılacak Toplu Sözleşme öncesi ve Kurum İdari Kurul toplantıları öncesi üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda tespit ettiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler; Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında gündeme getirilerek çözüm yolları aranmaktadır.


Türk Eğitim Sen; Yardımcı Hizmetler personeli, Genel İdare Hizmetler Personeli, Teknik Hizmetler Personeli ve Engellilerle ilgili yani "Eğitimin Görünmeyen Kahramanları" olarak nitelendirdiğimiz fedakâr ve cefakâr personelin sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerini, ilgililerin ve ülkenin gündemine taşımak için her fırsatta, her düzeyde, her süreçte ve her ortamda dile getirmektedir.


Bu anlamda, Türk Eğitim Sen her türlü gayreti ortaya koymaktadır. Fakat Hükümetlerin memurlara karşı olumsuz bakış açısı, memurların sendikalaşma oranının hala yeterli düzeyde olmaması, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Kanunu'nun, Grev hakkı vermemesi ve sendikalara üye olmayanlarında alınan haklardan faydalanması bu taleplerin çözümünü geciktirmektedir.


Modern toplumların ve demokrasi ile yönetilen devletlerin olmazsa olmazı taleplerin meşru zeminlerde dile getirilmesidir. Dile getirilen taleplerin kolay elde edilmediği veya ısrarlı talepler ve ortaya konulan eylemler sonunda alındığı aşikârdır. Dünyanın gelişmekte olan ve gelişmiş toplumları, haklarını aramada profesyonel olarak ya yardım almakta ya da bir araya gelerek haklarını birlikte talep etmektedirler. İnsanlık tarihinin bu anlamda en önemli mücadelelerinden birisi de çalışma hayatında verilmektir.


Çalışma hayatında bu görevi üstlenen sivil toplum kuruluşları sendikalardır. Hak aram kavramı ile özdeşleşen Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu ve Türk Eğitim-Sen, çalışanların, üyelerinin hak arama mücadelesinde öncülük yaparak önemli bir aktör olmuştur. Gerek sorunları tespit etme, gerek sorunlara çözüm üretme noktasında gerekse bu hakların meşru zeminlerde savunulmasında her zaman fark yaratmıştır.


Türk Eğitim-Sen söylem ve eylem gücüyle yalnız üyelerinin değil tüm eğitim çalışanlarını ilgilendiren meselelere asla duyarsız kalmamıştır.  Türk Eğitim-Sen çalışma hayatına önemli bir soluk getirmektedir. Üyelerinin ve eğitim çalışanlarının taleplerini dile getirirken; çalışanların, üyelerin, iş yeri temsilcilerinin, şube yönetimlerinin, uzmanların, hukukçuların ve bilim insanlarının görüşlerini alarak sistemli ve tutarlı çalışmalar ortaya koymaktadır. Ülkemiz uzun yıllar neyi neden savunduğunu; neye neden karşı olduğunu bilmeyen sivil toplum kuruluşları nedeniyle zaman, emek ve enerji kaybı yaşamıştır. Türk Eğitim-Sen bu hususta net söylemler belirleyerek, bunu her platformda dile getirmekte; demokratik yöntemlerle taleplerini sonuca ulaştırmaktadır.


Eğitim çalışanlarının gerçek gücü olan ve sadece onların hak ve çıkarları noktasında hareket eden Türk Eğitim-Sen büyük bir mücadele ve başarı öyküsüdür. Kendisine hep haklı olmayı, haktan yana olmayı ve haktan güç almayı düstur edinen Türk Eğitim-Sen, eğitim ve çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası olan ve çok büyük önem taşıyan kadın eğitim çalışanları için çok önemli çalışmalar yapmış ve bu çalışmalar neticesinde onlar lehine çok önemli kazanımlar elde edilmiştir.


 

Yardımcı, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Engelli Personelin sorunları ve çözüm yolları

Üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda oluşturulan Yardımcı, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Engelli Personelin sorunları ve çözüm yolları


Kazanılmış hakların korunması, taleplerimizin bir an önce karşılanması ve demokratik yollarla dile getirdiğimiz öngörülerimizin dikkate alınması için çalışma hayatında olduğu gibi sendikal mücadelede de eğitim çalışanları etkin olmak zorundadır.


Üyelerimizin görüşleri, anket çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda tespit ettiğimiz sorunların çözümü için gayret sarf etmektedir ve tüm bu hususların sonuna kadar takipçisidir.


Gerek Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında dile getirdiğimiz ve aşağıda yer verdiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan taleplerin en kısa zamanda çözülmesini diliyoruz.


Osmaniye'mizin İl oluşunun 20 yılını kutlarken, Kahraman Maraş Edeler Diyarı, Aydın Efeler Diyarı, Erzurum Dadaşlar Diyarı, Elazığ Gakgoşlar Diyarı ise Terörle mücadeleye verdiği yüzlerce Şehitle OSMANİYE Şehitler Diyarıdır.

Antep GAZİ ise, Maraş KAHRAMAN ise, Urfa ŞANLI ise Osmaniye'de ŞEHİT'tir. Bu bağlamda Türk Eğitim Sen olarak Şehitler Diyarı Osmaniye'mizin adı Şehit Osmaniye olmasını öneriyoruz." dedi


Gündem Maddelerinin Görüşülmesi;

 

Bu Güne Kadarki Faaliyetlerimiz, Okul Gezileri, Sendikamızın Osmaniye'deki ve Türkiye'deki Durumu,

 

Sendikanın Çalışma Saatleri, Yönetim Kurulu Üyelerinin Durumları, Görev Dağılımı, Profesyonellik,  Mali Durumu ve İmkânları, Taşıt vs,

 

Yer Aldığımız Komisyonlar ve Disiplin Kurulu Faaliyetleri, Hukuk Büromuz, Disiplin ve Soruşturma İşlemlerinin Görüşülmesi,

 

Yer Değiştirme İşlemleri,

Personelin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde yer alan İl dışı 5 yıl yer değiştirme süresi çok uzun bir süredir bu süre 3 yıla düşürülmelidir.

Görev Tanımları,

Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin ilgili mevzuatlarına göre görev tanımları yapılmamış olan kamu görevlilerinin görev tanımları açık ve net bir şekilde yapılmalı ve memur ve hizmetlilerle ilgili sübjektif değerlendirmelere yol açan "İdarenin vereceği diğer görevleri de yapar." ibaresi ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliğinin 273 mad. son maddesinde yer alan okul müdürünün verdiği görevleri yapar ibaresi kaldırılmalıdır.

Okullarımızın birçoğunda ya hiç hizmetli yoktur ya da okul büyüklüğü, okulun Öğrenci ve derslik sayısına göre çok yetersiz sayıda hizmetli bulunmaktadır. Hizmetli yetersizliği olan okullarda çalışan hizmetliler onlarca sınıf ve idari oda temizliği yapmak zorunda kalmaktadırlar. Okullarımızda görev yapan hizmetli personelin başta görev tanımı olmak üzere, çalışma saatleri, derslik ve büro olarak temizlemeleri gereken alanın ne olduğu ile ilgili bir mevzuat çıkarılarak belirsizlik giderilmelidir.

Görev Tanımları 2008 Yılında Gündeme Getirilmiştir. MEB Kurum İdari Kurulu Nisan 2008 Çalışma Raporunun 4.maddesi şu şekildedir. "4-"Yardımcı Hizmetler ve Genel İdari Hizmetleri Sınıfında görev yapan personelin iş tanımları açık ve net bir şekilde belirlenmelidir."  önerisi ile ilgili olarak çalışma başlatılması önerileri üzerinde görüş birliğine varılmıştır."

Ancak bu açık mutabakata rağmen, Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin görev tanımları hususu, 2008 yılından 2012 yılına kadar gündeme hiç gelmemiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün, 18.12.2012 tarih ve 229642 sayılı yazılarında, "Görev tanımları" konusuna değinilmiş. Bu yazıda; "Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından yürütülen Milli Eğitim Bakanlığı; merkez, taşra ve yurtdışı birimlerinde iç kontrol sisteminin kurulması çalışmaları kapsamında Milli Eğilim Bakanlığının süreç hiyerarşisi belirlenmiş olup idari ve mali iş süreçlerinin haritalandırılmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığının iş süreçleri bir kitapta toplanacağı belirtilmiştir.

Ardından yapılacak olan iş etüdü, iş analizi, iş gerekleri ve nitelikleri ile görev tanımları çalışmalarına başlanacaktır Hâlihazırda Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında bulunan 72 adet kadro unvanının görev tanımları taslak olarak yapılmış çalışmalar devam ermektedir.

Tüm bu çalışmalar bir iş paketi halinde 2013 yılının ilk altı ayının sonunda tamamlanması planlanmaktadır." açıklamasına yer verilmiştir.

Fakat "2013 yılının ilk altı ayının sonunda tamamlanması" sözü verilen "Görev tanımları" 2016 yılı bitmesine karşılık kamuoyuna açıklanmamıştır. Buna rağmen Sağlık Bakanlığı Kendi Çalışanların Görev Tanımlarını 2014 Yılında Yapmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı 2013 yılında söz verdiği üzere Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelinin görev tanımlarını bir an önce yapmalıdır.

Destekleme Ve Yetiştirme Kursları Görev Ücreti,

23 Ağustos 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2016 ve 2017 yılına ait düzenlemeleri içeren toplu sözleşme mutabakatı "İKİNCİ BÖLÜM-EĞİTİM, ÖĞRETİM VE BİLİM HİZMET KOLUNA İLİŞKİN TOPLU SÖZLEŞME" başlıklı "Kurs merkezlerinde görev yapan diğer personel" başlıklı 23. maddesinde yer alan düzenleme; Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurs merkezlerinde görev yapan yönetici ve öğretmenler hariç olmak üzere normal çalışma saatleri dışında bu merkezlerde kurs süresince fiilen çalışan memurlara fazla çalışma ücreti ödemesi yapılmasına yönelik düzenlemedir.

"Kurs merkezlerinde görev yapan diğer personel "Madde 23- (1) Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurs merkezlerinde görev yapan yönetici ve öğretmenler hariç olmak üzere normal çalışma saatleri dışında bu merkezlerde kurs süresince fiilen çalışan memurlara, bu çalışmaları karşılığında ayda 50 saati geçmemek üzere yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen fazla çalışma saat ücretinin iki katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenir."

Yukarıdaki madde metninde "memurlara" ifadesin hangi personeli kapsadığını Maliye Bakanlığı açıklamış olup bu açıklama yazısı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 16.05.2016 tarih ve 54241293 sayılı yazısı ile yetkililere bildirilmiştir.

Buna göre Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurs merkezlerinde görev yapan yönetici ve öğretmenler hariç olmak üzere normal çalışma saatleri dışında bu merkezlerde kurs süresince fiilen çalışan memurlar ibaresi; memur, bilgisayar işletmeni, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, hizmetli ve teknisyen gibi diğer kadro unvanlarını ifade etmektedir.

Ayrıca; İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine, destekleme ve yetiştirme kurslarında görev alan öğretmenlerin ek dersleri için 28.10.2015 tarih ve l1033602 sayılı yazısı ile 15 maddelik bir açıklama yapmıştır. BU açıklamanın 12. maddesindeki; "12- Destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında hafta sonu görevlendirilen memur ve hizmetli personele herhangi bir ödeme yapılacak mıdır?

Söz konusu personele, bugün itibarıyla farklı bir ödeme yapılması mümkün olmamakla birlikte, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin "Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme" bölümünün 23'üncü maddesinde yer alan; "Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurs merkezlerinde görev yapan yönetici ve öğretmenler hariç olmak üzere normal çalışma saatleri dışında bu merkezlerde kurs süresince fiilen çalışan memurlara, bu çalışmaları karşılığında ayda 50 saati geçmemek üzere yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen fazla çalışma saat ücretinin iki katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenir." hükmü bağlamında, 01.01.2016 tarihinden itibaren bu kapsamda normal çalışma saatleri ve günleri dışında fiilen yaptıkları çalışma karşılığında fazla çalışma ücreti ödenmesi mümkün olabilecektir." açıklamaları bulunmaktadır.

Bu açıklamalara göre hem memurlara hem de hizmetlilere aylık olarak 120 TL bu fazla çalışma ücreti ödenebilecektir.

Yukarıda belirtilen Fazla mesai ödemesine ilişkin KBS Modülünde ilgili bölüm açılmıştır. Gerekli veri girişlerinin yapılarak hesaplatılması, belgelerin ödenmek üzere her ayın sonunda Maaş Mutemetliğine gönderilmesi gerekmektedir. BU konuda göre v vermek istemeyen okul yöneticilerinin uyarılması gerekmektedir.

Fazla Mesai Ücreti,

Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan şoför kadrosundaki memurlar da çalışma saatleri olarak idareye uymaktadırlar. Yani hafta içi 08.00?21.00 hafta sonu 09.00?21.00 çalışma saatleri olduğu halde izin dışında ek bir mesai ücreti ödenmemektedir. Bu çalışanlara fazla mesai ücreti ödenmelidir.       

Eşit İşe Eşit Ücret İlkesi,

 

Anayasamızın 55. maddesi gereğince benzer ve eşit şartlarda çalışanların eşit ücret almaları öngörülmesine rağmen kamuda uygulanan çarpık ücret politikaları nedeniyle birçok sayıda farklı ücret uygulaması bulunmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi, kurum içinde ve kurumlar arasında ortaya çıkan ücret dengesizliklerinin giderilmesi gerekmektedir. Eğitim iş kolumuzda hala ek ödemeden yararlanamayanlar bulunmaktadır. Bu nedenle ek ödemeden yararlanamayan eğitim çalışanlarının yararlanması sağlanmalı, yararlananların da ek ödeme miktarları artırılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışan memur ve hizmetlilerin maaşları, diğer Bakanlık çalışanlarının ücretleri seviyesine çıkarılmalı, eşit işe eşit ücret ilkesi uygulanmalıdır.

Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği,

Her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen "Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği"; brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, hizmetli, memur, şoför, aşçı, teknisyen, tekniker, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, şef ve benzeri tüm eğitim çalışanlarının tamamına ödenmelidir. Bununla ilgili verilen kanun teklifi de geçmişte TBMM'de Hükümeti oluşturan siyasi partinin milletvekilleri tarafından reddedilmiştir. Yıllardır düzeltilmeyen bu konuda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

 

Çocuğu yükseköğrenim gören eğitim çalışanlarına çocuk yardımı kapsamında aylık 500 TL tutarında "Eğitim Yardımı" yapılmalıdır.

Norm Kadro Uygulaması

Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personel için de Norm kadro uygulaması olmalıdır. Kadro ihtiyacı duyulan okul ve kurumlara norm kadro ihtiyacı kadar personel istihdam edilmelidir. Tüm okul ve kurumlarda personel ihtiyacı karşılanarak uygulamada fiilen yaptırılan 2. görevlerin önüne geçilmelidir. Dışarıdan hizmet satın alma yoluyla oluşturulan taşeronlaşmanın önüne geçilmelidir.

 

Parasız Yatılılık Ve Bursluluk Sınavlarında Kontenjan,

Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin çocuklarını da Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavlarında kontenjan hakkı verilmelidir.

 

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği,

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikteki sınav taban puanı 60 puana düşürülmelidir ve yıllardır yapılmayan görevde yükselme sınavları bir an önce yapılmalı ve periyodik hale getirmelidir.

Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personel Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği kolaylaştırılmalıdır.

Derece ve Kademe Yükselmesi,

657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 36. maddesinin ortak hükümler bölümünde personelin öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derece ve kademe belirlenmiştir. Tüm çalışanların öğrenim durumu itibariyle yükselebilecekleri dereceye kadar yükselmeleri sağlanmalıdır.

4/C'li Personel,

657 sayılı Kanun'un 4/C maddesine göre istihdam edilen personel kadroya geçirilinceye kadar; 4C'lilere ek ödeme verilmesi ile ilgili mevcut yargı kararlarının uygulanması ve tüm 4/C'lilere ek ödeme yapılmasıyla ilgili düzenleme yapılmalıdır.

4/C'li Personele yer değiştirme hakları kadrolularda olduğu gibi olmalıdır. Hizmet puanı verilmelidir. Sicil numarası verilmelidir. Kapsam dâhilinde çalışan personele karşılıklı yer değiştirme hakkı verilmelidir. Aralık ayındaki ücret tam olarak verilmelidir.

4/C'li personelce kullanılmayan yıllık izinlerin bir sonraki yıla devretmesi ve kurumca kullandırılmayan izinlerin, kişilerin maaşları esas alınarak ücretlerinin ödenmelidir.

657 Sayılı Kanun'un 4/C maddesi hükmüne göre istihdam edilen geçici personel kadroya geçirilerek, devlet memurlarıyla aynı haklara sahip olması için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/C maddesinde gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu kapsamda personel istihdamına son verilmelidir.

4/C' in görev tanımları yapılmalı, tahsil durumlarına ve mesleki yeterliliklerine göre istihdamı sağlanmalı ve tanımlanan görevin dışında görev verilmemesi için çalışmalar yapılmalıdır.

4-C'li çalışanlar 400 lira zarardadır

Bilindiği üzere, 657 sayılı Kanuna tabi 4-C'li statüde çalışan personele 375 sayılı KHK uyarınca herhangi bir ek ödeme yapılmamaktadır. Bugüne kadar 4-A ve 4-B'li çalışanlara ek ödeme verilirken,   4-C'li çalışanların bu yönde ki talepleri kurumlarınca reddedilmiş ve ek ödeme verilmemiştir.

4-C'li çalışanların bu yönde gelen taleplerine kurumlarınca sözleşmelerinde yer alan "Bu kararda belirtilen ücretler dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz" hükmü gerekçe gösterilmiştir. Bu hüküm ise Danıştay 12. Dairesinin E:2013/725, K: 2013/8623 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Danıştay kararında, "Bu kararda belirtilen ücretler dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz" hükmünün maaş ödemeleri ile ilgili olduğu, maaş dışındaki döner sermaye, ek ödeme ve diğer yardımlar bahsedilen ücretlerin dışında olduğu belirtilerek 657 sayılı yasanın 4/C maddesi kapsamında çalışan personelin de ek ödemeden yararlandırılması yönünde karar vermiştir.

Danıştay 12. Dairesi bu kararında geçici personelin memur gibi çalıştırıldığı ve döner sermaye ödemesi alması gerektiği yönündeki, 2013/725 esas ve 2013/8623 sayılı kararıyla 657 sayılı yasanın 4/C maddesi kapsamında çalışan personelin de döner sermaye ek ödemeden yararlandırılması yönünde karar vermiştir.

Dairenin 28. sayfalık kararının ilk bölümünde Anayasa, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa Sosyal Şartı, 26 ve 118 nolu İLO sözleşmeleri, Türk Medeni Kanunu, 657 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine yer verilmiştir.

Mahkeme heyetinin kararında, 4/C'ye tabi geçici personel statüsünün yavaş yavaş geçici olmaktan çıkarıldığı tespiti yapılmıştır.

Yine mahkeme kararında geçici personele fazla çalışma ücreti verilmeyeceğini öngören hükmün iptal edildiğine dikkat çekilmiştir.

Danıştay'ın bu kararına binaen ülke genelinde 4-C'li çalışanlar tarafından açılan davalarda, yerel mahkemeler ve itiraz mercileri olan bölge idare mahkemeleri 4-C'li çalışanlara ek ödeme verilmesi yönünde kararlar vermiştir. Bu yönde açılan davaların tamamına yakını kazanılmıştır ve kazanılmaya devam etmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan 4-C'li personellere açmış oldukları davaları kazanmalarına müteakip, kurumlarınca her ay maaşlarıyla birlikte takriben 550,00 TL civarında ek ödeme yapılmaktadır. Diğer devlet kurumlarında bu tutar 800,00 TL'ye kadar çıkmaktadır.

Diğer taraftan, 2015 yılı Ağustos ayında yapılan 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinde alınan kararlara göre Resmi Gazete'de yayımlanan sözleşmenin genel hükümlere ilişkin 24. maddesinde " (1) Ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile parça başı ücret vermek suretiyle istihdam edilenler hariç olmak üzere 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası hükmüne istinaden yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu kararları kapsamında Yüksek Seçim Kurulu ve Türkiye İstatistik Kurumunda istihdam edilen geçici personel ile 29/12/2014 tarihli ve 2014/7140 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen geçici personele, 1.800 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek ödeme verilir. Bunlara kurumlarınca döner sermaye dahil başka bir kaynaktan ek ödeme ve benzeri adla herhangi bir ödeme yapılmaz." hükmü mevcuttur. Hüküm uyarınca 2016 yılından itibaren 4-C'li çalışanlara takriben 150,00 TL ek ödeme yapılacaktır.

Ancak, yukarıda yer verilen hükmün son cümlesinde ki "Bunlara kurumlarınca döner sermaye dahil başka bir kaynaktan ek ödeme ve benzeri adla herhangi bir ödeme yapılmaz" hükmü bugün itibariyle haklarında mahkeme kararı bulunanlar bakımından bir belirsizlik meydana getirmiştir. Zira bugün için haklarında mahkeme kararı bulunan 4-C'li Milli Eğitim Bakanlığı personelleri 550,00 TL civarında ek ödeme alırken, 2016 yılı Ocak ayından itibaren 550,00 TL almaya devam edip etmeyecekleri konusunda bir takım tereddütler oluşmuştur. 2016 yılından itibaren bu personeller bakımından mahkeme kararına göre mi yoksa toplu sözleşme hükümlerine göre mi ek ödeme yapılacağı yoksa hem mahkeme kararı hem de sözleşmeye göre iki ödemenin de birlikte mi yapılacağı konusunda farklı görüşler sendikamıza gelmektedir.

Ayrıca, haklarında yargı kararı bulunanlar açısından yerel mahkemelerce verilen kararların idari makamlarca uygulanmak zorunda olduğu da bilinen bir gerçektir. İdari makamların yargı kararlarını uygulamak zorunda olduğu dikkate alındığından haklarında mahkeme kararı bulunanlar açısından 2016 ve 2017 yıllarında da bu mahkeme kararlarının uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle de mahkeme kararı uyarınca bu kişilere 550,00 TL civarında ki ek ödemelerin ödenmesine devam edilmesi gerekmektedir.

Mahkeme kararı uyarınca 550 lira ek ödeme alan 4-C'li personele toplu sözleşme ile 2016 yılından itibaren takriben 150,00 TL ek ödeme yapılacaktır.

Kısaca, 4-C'li çalışanlar 400 lira zarardadır.

Engelli Personel,

Engelli personel için gerekli araç ve gereçler kurumlarınca alınmalıdır. Engelli personele; kurum lojmanlarından kontenjan ayrılmalı ve kendi aralarında sıra tahsisli olarak yararlandırılmalıdır. Engelli eğitim çalışanları ve öğrenciler için işyerlerinin fiziki yapıları uyumlu hale getirilmelidir. Engellilere sağlık kuruluşlarında öncelik tanınmalıdır.

Sosyal Medya Paylaşımları,

 

Yönetim kurulu kararı alındı

 

Sendikamızın Dergi, Broşür, Afiş, Bülten vb Basın Yayın Malzemeleri Dağıtımı, Sendika İlan Panoları, Üye Kimlik Kartları, ÜyeCep Telefonlarının Güncellenmesi ve Cep Telefonu Mesajları, Taziye Mesajları atılması, Üyelik Formlarının Tam Doldurulması,

 

Misafirhanelerimiz,

 

Öğrenci Yurdumuz,

 

İndirimli işyerleri,

 

İş Güvencemiz;

 

Açığa Alma ve ihraç Süreci;


Nedir bu BYLOCK,

Türkiye Kamu Sen İl Temsilciliği,

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorinin Diğer Haberleri