Yapılan konuşamalrda; Göç
Ateşi'nin Türk milletinin Orta Asya'dan günümüze taşıdığı öz
değerlerimizden birisi olduğunu ifade eden Baki Teke, şöleni Türk kimliğinin,
Türk kültürünün, Türk birliğinin bir simgesi olarak kabul ettiklerini
belirtti. Teke, "Bu şölen etrafında toplanarak birliğimizi, dirliğimizi
hiçbir yabancı güce muhtaç olmadan sürdürmenin hazzını yaşamak ve bir
toy düğün havası içerisinde bu birlikteliği gençlerimize aktarmak,
onları tanıştırıp, kaynaştırmak istiyoruz" dedi.
Saygı duruşu ve
istiklal marşımızın söylenmesi ile başlayan şölende Ulaşlının
genel tarihi ve protokol konuşmalarının ardından ok atma
yarışması,sinsin oyunu, folklor ekibi gösterisinin ardından göç ateşi
yakıldı.
ULAŞLI
AŞİRETİNİ TANIYALIM
Ulaşlılar, Oğuzların tarihinde çok önemli rol
oynamış boylarından biridir. Ulaş adına ilk defa Türk destanlarında
rastlanır. ";Dede Korkut"; destanlarının baş kahramanı Salur Kazan
Bey';in babasının adı Ulaş';tır.
XIX. yüzyılda Nur Dağlarında
Ulaşlı Kolu Ahmet Cevdet Paşanın ";Tezakir"; adlı eserinde 1865 yılında 5
aileden meydana geldiği bildirilmektedir:
1- Kellemenoğulları: Yarpuz (Cebel), Kellemen Küllüsü, Gökgöl, Türkü Yazısı, Tuz Taşı (Bizimkiler)
2- Karayiğitoğulları: Karayiğit Köyü, Türkü Yazısı (Bizimkiler)
3- Alibekiroğulları: Mitisin, Büyük Küreci, Harlık, Bacbel, Karakışla, Küllü
4- Kaypakoğulları: Kaypak (Serdar)
5- Çentoğulları: Çardak Köyü
Bu saydığımız ailelerin tasnifi Doğu Çukurova ve Nur Dağlarında bulunan
Ulaşlılar içindir. Nur Dağlarından Yayladağı';na, Kırıkhan';a,
İslahiye';ye kadar orman içinde ve dağ eteklerinde yerleşen
Ulaşlılar';ın bir çoğu bugün Yarpuz Köyü olarak bilinen, dünün Cebel-i
Bereket Sancağı olan merkezden dağılmışlardır. Halep';ten gelerek
Kilis';e, İslahiye';ye, Gaziantep';e, Kahramanmaraş';a, Tunceli, Elazığ
(Karakoçan) ve Erzurum taraflarına yerleşen tarihte Halep Türkmenleri
olarak anılan grupta Ulaşlı oymaklarıdır.
MS. 1071 yılında ve belki
de bir müddet önce Anadolu';ya giren Türkmenler içinde bulunan
ULAŞLILAR yukarıda belirtilen yerler içinde kışlık ve yazlık olarak
ikamet etmişler ve bugün ise yoğun olarak Osmaniye ve Nur Dağı boyunca
yaşamaktadırlar. 1850 yılından sonra Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu
kargaşa ve zayıf durum dolayısıyla ve bilhassa İngilizlerin pamuğa olan
ihtiyaçlarından kaynaklanan baskıları, devletin para ve askere olan
ihtiyacı dolayısıyla Doğu Çukurova';da bulunan Türkmenlerle Osmanlılar
arasında silahlı çatışmalar olmuştur. Ulaşlılar ise 1865-1867 yılları
arasında Nur Dağlarında Bacbel, Mitisin, Küllü, Karaçay';ın yukarı
boğazlarını teşkil eden yerlerde silahlı çatışmalar yapmışlar ve
Ulaşlılar da dağlardan dağ yamaçlarına doğru inmişlerdir.
1861
yılında Kellemenoğulları';nın ocağı diğer ağalar tarafından oymağın
töresine aykırı hareketten dolayı batırılmıştır. 1865 yılında Fırka-i
İslahiye (Abdülazîz Han devrinde güney ve güneydoğudaki âsileri yola
getirmek için kurulan özel askerî birlik. İskenderun'dan Maraş ve
Elbistan';a, Kilis';ten Niğde ve Kayseri'ye, Adana sâhillerinden
Sivas';a kadar olan bölgedeki âsileri ıslâh etmek için kuruldu.
Kumandanı Müşir Derviş Paşa, komiseri de Ahmed Cevdet Paşa olup, on beş
piyâde taburu ve iki süvari alayından meydana geliyordu.) geldiğinde
Karayiğitoğulları, Çendoğulları ve Kaypakoğulları vergi ve asker vermek
üzere devlet otoritesini hemen tanımışlardır. Ancak Küllü ve
çevresindeki Alibekiroğulları, Payas hakimi Küçük Alioğlu Dede Bey ile
Kürt Dağı hakimi Hacı Ömer oğlu Deli Halil'in Fırka-i İslahiye askerleri
önünde tutunamayarak kendisine sığınması ve Ulaşlı'nın çok katı bir
şekilde bağlı kaldığı Türk töresi gereği bu misafirleri teslim etmemesi
sonucu şiddetli çatışmalar olmuştur. Savaş, Dede Bey ile Deli Halil';in
daha fazla kan dökülmeden kendi rızalarıyla teslim olmaları sonucu sona
erdi. Alibekiroğlu Ali Ağa, Niş'te mecburi ikamete tabi tutuldu ve
kendisine maaş bağlandı. Ali Ağa daha sonra Çukurova'ya döndü.
Ahmet
Cevdet Paşa ve Fırka-i İslahiye, ";Osmaniye"; adıyla yeni bir kasaba
kurarak Ulaşlılar';ın önemli bir kısmını buraya yerleştirdi. Ulaşlılar
1865 ve 1867';den itibaren Gavur Dağlarından indirilerek kıyı köylerine
ve ovaya mecburi iskana tabi tutulmuşlardır. 1877-78 Osmanlı-Rus
Savaşına, I. Dünya Savaşına (Özellikle Çanakkale ve Yemen cephesi) ve
Kurtuluş Savaşına fiilen katılmışlardır. Bilhassa Fransız ve Ermenilere
karşı çeteler kurarak yaptıkları savaşlar güney bölgemizin düşman
işgalinden kurtulmasında önemli rol oynamıştır. Yine Hatay';ın Anavatana
katılmasında Gavur Dağları çevresindeki Ulaşlı nüfusu önemli bir yere
sahiptir.