19 Mart 2024 Salı
Anasayfa > HABERLER > Toplu Sözleşme Taleplerimiz

Toplu Sözleşme Taleplerimiz

04.09.2019 15:34 12 14 16 18 yazdır
Türkiye Kamu-Sen Olarak Hazırladığımız 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Taleplerimiz
Toplu Sözleşme Taleplerimiz

TÜRKİYE KAMU-SEN TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZİN TAM METNİ



Türkiye Kamu-Sen aylardır sürdürdüğü çalışmalarını geçtiğimiz hafta sonunda gerçekleştirdiği Yüksek İstişare Kurulu toplantısı ile sonlandırdı ve 2020-2021 Yıllarına İlişkin, 2019 yılı 5. Dönem toplu sözleşme taleplerini belirledi.


Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendikaların yetkili organları, Genel Mevzuat Sekreterleri, Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge merkezi ve Hukuk merkezinin özverili çalışmaları sonucunda, tabandan gelen bütün talep ve öneriler dikkate alınarak hazırlanan talep metni,  kamu görevlileri ve emeklilerinin birikmiş bütün sorunlarını çözmeyi, tıkanmış olan kamu personel sistemini daha etkin ve verimli hale getirmeyi hedefliyor. 


Bu kapsamda taleplerin hazırlanması, oluşturulması sürecinde başta üyelerimiz olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, hazırladığımız bu kapsamlı çalışmamızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

Türkiye Kamu-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Genel Toplu Sözleşme Taleplerimizin Tam Metni İçin Tıklayınız.


KAMU ÇALIŞANLARI İLE İLGİLİ MALİ VE ORTAK TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZ




Türkiye Kamu-Sen Olarak Hazırladığımız 2020-2021 Yıllarına İlişkin Kamu Çalışanları İle İlgili Mali ve Ortak Toplu Sözleşme Taleplerimiz İçin Tıklayınız.


EĞİTİM ÇALIŞANLARI İLE İLGİLİ TALEPLERİMİZ


Türk Eğitim-Sen Olarak 2020-2021 Yıllarına İlişkin; Eğitim Çalışanları İle İlgili, Üniversite, Yurt-Kur, YÖK Ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Akademik Ve İdari Personel İle İlgili, MEB, Üniversite, Yurt-Kur, YÖK Ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Yardımcı Hizmetler, Genel İdare Hizmetler, Teknik Hizmetler Personeli Ve Engelli Personel İle İlgili Ve Kadın Çalışanlar İle İlgili Taleplerimiz.


Türk Eğitim-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.




Türk Eğitim-Sen olarak, bu ülkeye karşı borçlu olduğumuzu düşünüyor ve bu niyetle faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Ecdadımızdan emanet aldığımız bu güzel ülkeyi, çocuklarımız için her alanda daha güçlü, daha müreffeh ve daha yaşanılır bir ülke olarak yaşatmak öncelikli görevimizdir.


Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen; çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden ve hak ettiğini alan sendikacılık anlayışını ilke edinmiştir. Bu anlayış ve belirlenen Kalite Politikaları doğrultusunda ortaya koyduğu çalışmalarıyla Türk Eğitim Sisteminin sorunlarının çözüm surecine de katkıda bulunmaktadır.


Eğitim bilimsel ve gerçekçi belirlenen; hedefleri, planlanması, gerçekçi politikaları, yöntemleri, çağın gereklerine ve toplumsal ihtiyaçlara göre hazırlanmış müfredatı, uygulayıcıları ve çalışanlarıyla birlikte bilimsel bir yöntemle ele alınması gereken bir sistemdir. Sistem ise tüm unsurlarıyla "Olması gerektiği" gibi kurgulanırsa başarıya ulaşabilecektir. Eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanamadığı, sıkıntılarının çözülemediği bir ortamda, eğitimden istenen düzeyde sağlıklı sonuçlar elde edilemeyeceği de bir gerçektir.


Ancak bu süreçte en önemli unsur sistemin uygulayıcılarıdır. Aynı şekilde sistemin uygulayıcılarının da istenen düzeyde olması gerekmektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi; hedefleri, planları, politikaları, yöntemi, müfredatı,  uygulayıcıları ve çalışanları ile bir bütündür.


Türk Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından eğitim çalışanları ile ilgili yapılan araştırmalar ve basılan yayınları lütfen takip ediniz.

 

EĞİTİMİN SESİ DERGİSİ

 

EĞİTİM ve TOPLUM DERGİSİ

 

SENDİKA BÜLTENİ


ÜNİVERSİTE BÜLTENİ


AFİŞ ve BROŞÜR


KİTAP, ARAŞTIRMA, MEVZUAT, RESİM


ÜNİVERSİTE, YURT-KUR, YÖK VE BAĞLI KURULUŞLARDA ÇALIŞAN AKADEMİK VE İDARİ PERSONEL İLE İLGİLİ TALEPLERİMİZ




Türk Eğitim-Sen Olarak Hazırladığımız 2020-2021 Yıllarına İlişkin; Üniversite, Yurt-Kur, YÖK Ve Bağlı Kuruluşlarda Akademik ve İdari Personel İle İlgili Toplu Sözleşme Taleplerimiz.


En üst eğitim ve araştırma kurumu olarak üniversiteler, her türlü sorunların en üst düzeyde incelenip irdelendiği, elde edilen bulguların yine öğretim ve yayın yolu ile aktarıldığı merkezler olarak evrensel ölçekte insanlığa hizmet verirler. Tek yetkili eğitim kurumu olan üniversiteler, bilimsel ve teknik geliştirme merkezleri olmanın ötesinde birer felsefi tartışma ortamı olarak çevrelerini bilinçlendirmek ve bu yönüyle bulunduğu bölgenin bilinç ve kültür düzeyini yükseltmek durumundadır. Üniversitelerin lokomotifi olan bilim insanları ise gözlemleyerek, düşünerek, araştırarak, sorgulayarak ve kuram geliştirerek bilinmeyeni bilinir hale getirip yaşamı kolaylaştıran yöntem ve teknikleri geliştirmek durumundadır.


Üniversiteler, bulunduğu çağın ötesine bakmak, milletimizin ufkunu genişletmek gibi misyonları nedeniyle, bilim ve kültür dünyamızın en önem verilmesi gereken kurumlarıdır. Bu yönüyle üniversiteler en üst düzeyde teknik imkânlarla donatılmış ve örgütlenmiş, geleceğe yönelik planı ve projesi olan, vizyonu açık, maddi ve manevi sorunu olmayan kurumlar olmak zorundadırlar. Bilim insanları, gelecek kaygısı taşımadan, herhangi bir dışlanmaya uğramayacağının bilinci içinde çalışma ve fikirlerini açıklama özgürlüğüne sahip olmak zorundadır.


Üniversiteler, fikir sahibi ve yüksek kapasiteli insanların bulunduğu ortamlarda değişik fikirlerin ve bakış açılarının doğması ve tartışılmasına imkân sağlayacak ortam oluşturmak zorundadır.


Öğretim üyeleri, ekonomik kaygıları olmadan, ek iş yapmak zorunda bırakılmadan, görev yapabilecek ekonomik haklarla donatılmak zorundadır. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu fikri ve bilimsel sığlık sorununun, üniversitelere yeterli önem verilmediğinden kaynaklandığını unutmamak gerekmektedir.


Bir ülkenin entelektüel gelişmişliği, o ülkede yayınlanan bilimsel makale sayısı ile orantılıdır. Bu nedenle hem beyin göçünün önlenmesi hem de akademik çalışmalara daha geniş kaynak sağlanması, geleceğimiz açısından son derece önemlidir.


Geleceğe ışık tutan üniversitelerde, örgütlü toplum bilincinin geliştirilmesi ve her platformda eğitim ve öğretim elemanlarının görüşlerinin dile getirilmesinin sağlanması da yükseköğretim sisteminde yaşadığımız sorunların çözülmesinde etkili olacaktır.


Vizyonumuz, güçlü, mutlu ve müreffeh bir ülke içinde, geleceğe umutla bakabilen eğitimli ve örgütlü bir toplum yaratmaktır. Bu noktada üniversiteler, bizler için tüm sorunların çıkış noktasıdır ve bu çıkışı öğrencisiyle, idari, teknik ve akademik personeliyle tüm üniversite üyeleri sağlayacaktır.


Günümüzün bilimsel faaliyetlerinin odak noktası üniversitelerimizdir. Çağın gelişmelerinin takip edilerek, buna uygun çalışmaların yapılması görevini ifa eden bu kurumlar sayesinde ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması sağlanacaktır.


Üniversiteler ve bunlara bağlı eğitim merkezleri sadece bilim, teknik ve tıp alanında gelişmelerin sağlandığı yerler değil; aynı zamanda demokrasi, hoşgörü ve anlayışla birlikte sosyalleşmenin de beşiği, kurucusu ve koruyucusu olmuştur. Böylece devletin bilimsel ve teknik anlamda gereksinimlerini sağlarken, aynı zamanda toplumsal hayatın sağlıklı bir şekilde kurgulanması için de önemli vazifeler yapmaktadır.


Dolayısıyla, üniversitelerin, toplumsal hayatın sağlığı ve ülke geleceğinin inşası anlamında önemi çok büyüktür. İşte, ilkeli eğitim sendikası ve sorumlu sivil toplum kuruluşu olarak, bu önemin farkındayız. Türk Eğitim-Sen olarak, üniversitelerimizin hem eğitim hem de sosyal hayatımız için gerekliliğinin ve önceliğinin şuurundayız.


Üniversitelerimiz, hem toplumsal gelişimimiz hem de ülkemizin topyekûn kalkınması için büyük önem taşıyan kurumlar olmakla birlikte üniversitelerimizdeki öğrencilerimize barınma imkânı sağlayan Yurt-Kur ve üniversiteler arasındaki koordinasyonu sağlayan YÖK ve bağlı kuruluşlarda o derecede önemlidir.


Bu kadar hassas ve toplumsal öneme sahip yükseköğretim kurumları, kendi kaderine ve sorunları içinde gereksiz patinaj yapmaya terk edilemez. Böylesi bir tercih, ülkemizin ve milletimizin yarınlarının risk edilmesiyle eş anlamlıdır.


Tartışılmaz bir gerçektir ki; bilgi üreten ve bilim yuvası olan üniversitelerin varlığı ve etkinliği, güçlü ve çağdaş toplumun ön koşuludur. Üniversiteler, aynı zamanda, demokrasi kültürünün yeşertilmesi ve toplumsal hayatın her alanında yaşatılması amacına da hizmet etmektedirler.


Türk Eğitim-Sen olarak, bu ülkeye karşı borçlu olduğumuzu düşünüyor ve bu niyetle faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Ecdadımızdan emanet aldığımız bu güzel ülkeyi, çocuklarımız için her alanda daha güçlü, daha müreffeh ve daha yaşanılır bir ülke olarak yaşatmak öncelikli görevimizdir.


Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen; çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden ve hak ettiğini alan sendikacılık anlayışını ilke edinmiştir. Bu anlayış ve belirlenen Kalite Politikaları doğrultusunda ortaya koyduğu çalışmalarıyla Türk Eğitim Sisteminin sorunlarının çözüm surecine de katkıda bulunmaktadır.


Eğitim bilimsel ve gerçekçi belirlenen; hedefleri, planlanması, gerçekçi politikaları, yöntemleri, çağın gereklerine ve toplumsal ihtiyaçlara göre hazırlanmış müfredatı, uygulayıcıları ve çalışanlarıyla birlikte bilimsel bir yöntemle ele alınması gereken bir sistemdir. Sistem ise tüm unsurlarıyla "Olması gerektiği" gibi kurgulanırsa başarıya ulaşabilecektir. Eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanamadığı, sıkıntılarının çözülemediği bir ortamda, eğitimden istenen düzeyde sağlıklı sonuçlar elde edilemeyeceği de bir gerçektir.


Ancak bu süreçte en önemli unsur sistemin uygulayıcılarıdır. Aynı şekilde sistemin uygulayıcılarının da istenen düzeyde olması gerekmektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi; hedefleri, planları, politikaları, yöntemi, müfredatı,  uygulayıcıları ve çalışanları ile bir bütündür.


Fakat uygulamada tüm eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ele alınmadığı yadsınamaz bir gerçektir. Behemehâl eğitim çalışanları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne yazık ki bugüne kadar genel idare hizmetleri, yardımcı hizmetler, teknik hizmetler ve 4/C sınıfında çalışan personel hep ihmal edilmiştir.


Üzülerek şahit oluyoruz ki, eğitim çalışanlarının sorunları gündeme getirilirken, ilgililer ve kamuoyu yalnızca Akademik Personel üzerinde yoğunlaşmakta İdari Personel ise unutulmaktadır. İdari personelin sorunları ile Milli Eğitim deki Yardımcı Hizmetler personeli, Genel İdare Hizmetler Personeli, Teknik Hizmetler Personeli ve Engelliçalışanların sorunları ortaktır. Bu konuda sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler sendikamızca bilinmektedir.


Eğitimle ilgili her kurum aynayı öncelikle kendine tutmalı, ortak aklı harekete geçirecek faaliyetleri planlama ve uygulama cesaretini göstermelidir. Eksiklerin, yanlışların söylenmesi üst yönetim tarafından iyileştirme için bir şans olarak görülmelidir. Bilinmelidir ki, hiç eleştirilmemek delilerin ve ölülerin ayrıcalığıdır.


Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve bağlı kuruluşlarda çalışanlar unutmamalıdır ki, hizmet kolumuza bağlı diğer işkollarında olduğu gibi eğitim çalışanlarının sorunlarının yegâne çözümü de yüzde yüz sendikalaşmadan geçmektedir. Problemlerin çözümünü arzulayan çalışanların atması gereken ilk adım sendikalaşmak olmalıdır. Ancak o zaman çözüm surecine katkıda bulunulabilecektir. İşte bu adımı atmakla; şartların şekil verdiği değil, şartlara şekil veren kişilerin azmini ve kararlılığını göstermiş oluruz. Geleceğin bilgi toplumunu oluşturmak istiyorsak eğitimde kaliteyi arttırmak zorundayız. Eğitimde kalite, çok yönlü çalışmalar gerektirir. Ancak hangi sistemi uygularsanız uygulayın; çalışanların mutlu ve huzurlu olmadığı bir ortamda kaliteden, başarıdan bahsedemeyiz. Yöneticiler, varlıklarını değil gelecek nesilleri düşünmek zorundadır. Bu sebeple çalışanların ve onların temsilcilerinin sesine kulak vermelidirler.


Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve bağlı kuruluşlarda çalışanların sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerinin ilgililerin ve ülkenin gündemine taşınması için gayret gösteren sendikamız; bu amaçla değişik zamanlarda yazılı ve görsel ve işitsel basın açıklamaları, kitlesel basın açıklamaları, dergi, broşür, afiş, bülten vb basın yayın malzemeleri, işyeri sendika ilan panoları, billboardlar, eylem ve etkinlikler, anketler, sosyal medya paylaşımları, dilekçe kampanyaları, hukuki girişimler, Muhalefet partileri, Hükümet, Bakanlık ve Kurum Yetkilileri ile görüşmeler, TBMM'de kanun teklifleri, soru ve araştırma önergeleri, reklam, haberler ve yazışmalar gibi kamuoyu baskısı oluşturma çalışmaları ile sıklıkla gündeme getirilmektedir.


Yapmış olduğumuz bütün çalışmalarda bilgiyi doğrudan almayı şiar edinerek her fırsatta kamu çalışanlarıyla doğrudan iletişime geçip, mağduriyeti yaşayan kişiden dinleyerek çözüm noktasında kamu çalışanlarının fikirlerine değer veren sendikamız, Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve bağlı kuruluşlarda çalışanlarla da ilgili de aynı yolu izlemektedir.


Bir meslek gurubunun sıkıntılarını ve çözüm yollarını en iyi o meslek gurubunun mensupları ortaya koyabilir; düşüncesi ile geçmiş yılarda düzenlediğimiz ve ileride düzenleyecek olduğumuz;  Kurultay, Çalıştay, Sempozyum ve İstişare Toplantılarında meslek gruplarının sorunları ve çözüm yolları tartışılarak oluşturulmuş, basılarak üyelerimize dağıtılmış ve sendika sitemizde yayınlanarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.


Burada gündeme getirilen sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler ile o yıl ki yapılacak Toplu Sözleşme öncesi ve Kurum İdari Kurul toplantıları öncesi üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda tespit ettiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler; Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında gündeme getirilerek çözüm yolları aranmaktadır.


Türk Eğitim Sen; Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve bağlı kuruluşlarda çalışanların sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerini, ilgililerin ve ülkenin gündemine taşımak için her fırsatta, her düzeyde, her süreçte ve her ortamda dile getirmektedir.


Bu anlamda, Türk Eğitim Sen her türlü gayreti ortaya koymaktadır. Fakat Hükümetlerin memurlara karşı olumsuz bakış açısı, memurların sendikalaşma oranının hala yeterli düzeyde olmaması, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Kanunu'nun, Grev hakkı vermemesi ve sendikalara üye olmayanlarında alınan haklardan faydalanması bu taleplerin çözümünü geciktirmektedir.


Modern toplumların ve demokrasi ile yönetilen devletlerin olmazsa olmazı taleplerin meşru zeminlerde dile getirilmesidir. Dile getirilen taleplerin kolay elde edilmediği veya ısrarlı talepler ve ortaya konulan eylemler sonunda alındığı aşikârdır. Dünyanın gelişmekte olan ve gelişmiş toplumları, haklarını aramada profesyonel olarak ya yardım almakta ya da bir araya gelerek haklarını birlikte talep etmektedirler. İnsanlık tarihinin bu anlamda en önemli mücadelelerinden birisi de çalışma hayatında verilmektir.


Çalışma hayatında bu görevi üstlenen sivil toplum kuruluşları sendikalardır. Hak aram kavramı ile özdeşleşen Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu ve Türk Eğitim-Sen, çalışanların, üyelerinin hak arama mücadelesinde öncülük yaparak önemli bir aktör olmuştur. Gerek sorunları tespit etme, gerek sorunlara çözüm üretme noktasında gerekse bu hakların meşru zeminlerde savunulmasında her zaman fark yaratmıştır.


Türk Eğitim-Sen söylem ve eylem gücüyle yalnız üyelerinin değil tüm eğitim çalışanlarını ilgilendiren meselelere asla duyarsız kalmamıştır.  Türk Eğitim-Sen çalışma hayatına önemli bir soluk getirmektedir. Üyelerinin ve eğitim çalışanlarının taleplerini dile getirirken; çalışanların, üyelerin, iş yeri temsilcilerinin, şube yönetimlerinin, uzmanların, hukukçuların ve bilim insanlarının görüşlerini alarak sistemli ve tutarlı çalışmalar ortaya koymaktadır. Ülkemiz uzun yıllar neyi neden savunduğunu; neye neden karşı olduğunu bilmeyen sivil toplum kuruluşları nedeniyle zaman, emek ve enerji kaybı yaşamıştır. Türk Eğitim-Sen bu hususta net söylemler belirleyerek, bunu her platformda dile getirmekte; demokratik yöntemlerle taleplerini sonuca ulaştırmaktadır.


Eğitim çalışanlarının gerçek gücü olan ve sadece onların hak ve çıkarları noktasında hareket eden Türk Eğitim-Sen büyük bir mücadele ve başarı öyküsüdür. Kendisine hep haklı olmayı, haktan yana olmayı ve haktan güç almayı düstur edinen Türk Eğitim-Sen, eğitim ve çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası olan ve çok büyük önem taşıyan kadın eğitim çalışanları için çok önemli çalışmalar yapmış ve bu çalışmalar neticesinde onlar lehine çok önemli kazanımlar elde edilmiştir.


Kazanılmış hakların korunması, taleplerimizin bir an önce karşılanması ve demokratik yollarla dile getirdiğimiz öngörülerimizin dikkate alınması için çalışma hayatında olduğu gibi sendikal mücadelede de eğitim çalışanları etkin olmak zorundadır.


Türk Eğitim Sen kurultay, çalıştay, sempozyum, istişare toplantılarında ve üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda oluşturulan eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm yolları için gayret sarf etmektedir ve tüm bu hususların sonuna kadar takipçisidir.

Gerek Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında dile getirdiğimiz ve aşağıda yer verdiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan taleplerin en kısa zamanda çözülmesini diliyoruz.


Türk Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından yapılan araştırmalar ve basılan yayınları lütfen takip ediniz.


ÜNİVERSİTE KURULTAYI

TÜRKİYE'DE YÜKSEKÖĞRETİMİN SORUNLARI, BEKLENTİLER VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI ÇALIŞTAYI KOMİSYON RAPORLARI

CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA DOĞRU ÜNİVERSİTE VİZYONUMUZ

TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTE SORUNU VE ÜNİVERSİTE ÇALIŞANLARI

EĞİTİM ve TOPLUM DERGİSİ ARŞİVİ

ÜNİVERSİTE BÜLTENİ ARŞİVİ


YARDIMCI HİZMETLER, GENEL İDARE HİZMETLER, TEKNİK HİZMETLER PERSONELİ VE ENGELLİ PERSONEL İLE İLGİLİ TALEPLERİMİZ




Türk Eğitim-Sen Olarak 2020-2021 Yıllarına İlişkin; MEB, Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Yardımcı Hizmetler, Genel İdare Hizmetler, Teknik Hizmetler Personeli Ve Engelli Personel İle İlgili Taleplerimiz


Uygulamada tüm eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ele alınmadığı yadsınamaz bir gerçektir. Behemehâl eğitim çalışanları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne yazık ki bugüne kadar genel idare hizmetleri, yardımcı hizmetler, teknik hizmetler ve 4/C sınıfında çalışan personel hep ihmal edilmiştir.


Üzülerek şahit oluyoruz ki, eğitim çalışanlarının sorunları gündeme getirilirken, ilgililer ve kamuoyu yalnızca yöneticiler ve öğretmenler üzerinde yoğunlaşmakta diğer personel ise unutulmaktadır.


Eğitimle ilgili her kurum aynayı öncelikle kendine tutmalı, ortak aklı harekete geçirecek faaliyetleri planlama ve uygulama cesaretini göstermelidir. Eksiklerin, yanlışların söylenmesi üst yönetim tarafından iyileştirme için bir şans olarak görülmelidir. Bilinmelidir ki, hiç eleştirilmemek delilerin ve ölülerin ayrıcalığıdır.


 "Eğitimin Görünmeyen Kahramanları" yani şefler, büroda memurlar, veri hazırlama ve kontrol işletmenleri, şoförler, güvenlik görevlileri, aşçılar, ambar memurları, ayniyat saymanları, teknisyenler, mühendisler, 4/C'liler, hizmetliler, engelliler kısaca eğitim emekçilerinin sorunları ve çözüm yollarını oluşturan talepleri yöneticiler tarafından hep görmezden gelinmiştir.


Bu yakarışı bir hizmetli arkadaşımız şu şiiri ile dile getirmektedir.


"Otuz sekiz suret, yirmi beş sınıf beni bekler

Amirim ise benden sigara bekler.

Çocuklar üşümüş sınıfta titrer.

Amirim ise benden çay ister.

Paspas atılacak yüz metrelik koridor.

Ah amirim, bir de ne olur gel halimi sor.

Akşam 7 oldu daha sınıfın dördü duruyor.

Amirim sabah, bana saati soruyor.

Beş dakika geciktin, görürsün sen diyor.

Üstümde adım yazılı sarı zarf veriyor.

Sana da kalmaz o koltuk Amirim."

 

Bu yakarışa bir öğretmen arkadaşımız şu şiiri cevap veriyor.


"Amir dediğin nedir şu âlemde.

Yandaş olup koltuk bulmak derdinde
Bir emeği yoktur eğitimde
Varsa yoksa koltuk derdin de.

Hizmetli abim üzülme sende,
Mizan kurulacak ahir âlemde.
O zaman çıkacak defter kalemde,
Makamlar yok olur elbet mahşerde..."

Türk Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından yardımcı hizmetler, genel idare hizmetler, teknik hizmetler personeli ve engelli personel ile ilgili yapılan araştırmalar ve basılan yayınları lütfen takip ediniz.

 

Bir meslek gurubunun sıkıntılarını ve çözüm yollarını en iyi o meslek gurubunun mensupları ortaya koyabilir; düşüncesi ile düzenlediğimiz Hizmetli Kurultayları ve Çalıştaylarında bizzat fedakâr eğitim çalışanı arkadaşlarımızın katılımıyla Eğitim Çalışanlarının sorunları ve çözüm yolları tartışılarak oluşturulmuş, basılarak üyelerimize dağıtılmış ve sendika sitemizde yayınlanarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.

 

EĞİTİMİN GÖRÜNMEYEN KAHRAMANLARI


HİZMETLİLER KURULTAYI


4/C BÜLTENİ


4/C STATÜSÜNDE ÇALIŞAN ÖZELLEŞTİRME MAĞDURLARI YALNIZ DEĞİLDİR


MEB BÜNYESİNDE ÇALIŞAN YARDIMCI HİZMETLER SINIFI PERSONELİ İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI


KADIN EĞİTİM ÇALIŞANLARI İLE İLGİLİ TALEPLERİMİZ




Türk Eğitim-Sen Olarak 2020-2012 Yıllarına İlişkin; MEB, Üniversite, Yurt-Kur, YÖK ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Kadın Personel İle İlgili Taleplerimiz.


Türk kültürü ve Türk tarihinde kadınlarımızın önemli bir yeri vardır. Türk Milletinin 20. yüzyılın başında verdikleri var olma mücadelesinde Erzurum'da Nene Hatun ve Kara Fatma, Adana'da Hatice Hatun, Gördesli Makbule Hanım,  Gaziantepli Yirik Fatma,  Tarsuslu Kara Fatma, Aydın'da Ayşe Hanım, Edirne'de Kara Fatma,  Osmaniye'de Rahime Hatun, İnebolu'da Şerife Bacı, Kahramanmaraş'ta Bitlis Defterdarının Hanımı, Şavşat'ta Çiçek Nene, Artvin'de Nazlı Nene, Mersin'de Safiye Ünlü, İstanbul'da Asker Saime Hanım, Aziziye'de Name Kadın, Rize'de Fethiye Kartal, Çanakkale'de Nazife Kadın, Kastamonu'da Halime Çavuş gibi niceleri kahramanlıklarının yanında, kahramanlar yetiştirerek Türk tarihinde layık oldukları yeri almışlardır. Millet olarak kadınlarımızın hayatın her alanında etkin rol almalarını desteklemiş, onların bu davranışlarını özendirmiş ve onurlandırmışızdır.


Dünya'da ve Türkiye'de demokrasinin gelişmesinde kadınların ve kadınlara sağlanan hakların önemli bir yeri vardır. Hatta kadınların sahip olduğu haklar ülkenin gelişmişlik seviyesinin bir nişanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern dünyada kadınların eğitilmesi, eğitilmiş kadınların istihdama katılması, çalışma hayatında yer alan kadınların karşılaştıkları güçlüklerin çözülmesi, milletlerin refah seviyelerinin artmasında büyük bir etkiye sahiptir.


Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri kolunun yaklaşık %44'nü kadın çalışanlar oluşturmaktadır. Bu gerçeğin farkında olan sendikamız kadınların çalışma hayatında etkin olmalarını, hak arama mücadelesinde bilinçlenmelerini sendikal harekete katkı sağlamalarını desteklemektedir. Bu durum, sendikamızın, kadın çalışanların talep ve sorunları hususunda daha etkin çalışmalar yapmasını gerektirmektedir.


Türk Eğitim-Sen bu amaçla fedakâr kadın arkadaşlarımızın destekleriyle  "Kadınlar ve Anneler Günü" etkinlikleri, Kadın çalışanların sorunları üzerine çalıştaylar ve kadın kurultayları düzenlemiştir. Bu çalışmalarına da ara vermeden devam edecektir.


Kadın çalışanların iş hayatında yer alan diğer çalışanlara göre görevleri birkaç kat daha ağırdır. Çünkü iş dünyasındaki görevlerinin yanında anne ve eş olarak da farklı rolleri bulunmaktadır. Bu nedenle ailelerin sağlam, çocukların mutlu ve toplumların daha huzurlu olabilmesi için doğrudan ve dolaylı olarak bütün çalışanları ilgilendiren, kadın çalışanlara has sorunların özel bir özveri ve gayret ile ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu ve Türk Eğitim-Sen, bu hususu hiçbir suretle göz ardı etmeden bu alandaki çalışmalarını bütün zeminlerde yapmaktadır. Bu gayretlere de hem kamu çalışanları hem kamuoyu şahit olmaktadır.


Kadın çalışanlara has sorunlar ve bu sorunlar karşısında Türk Eğitim-Sen'in tavrı her zaman ortaya konulmuştur. Kadın çalışanların sorunlarına yönelik yapılan mücadeleler ve bu mücadelelerin hukuki boyutları açıkça ifade edilmiştir. Burada yer alan pek çok kazanım sistemli, ısrarlı ve demokratik yollarla yapılan mücadeleler sonunda elde edilmiştir.


Yıllarca eşinin yanında ve ailenin temel direği olarak bulunmuş ve ailenin, ülkenin yönetiminde çok önemli bir fonksiyon yerine getirmiş olan Türk kadını Cumhuriyetle birlikte ve yıllara göre gittikçe artan bir şekilde çalışma hayatında ve toplumsal hayatta yer almıştır. Kadının toplumsal hayata ve çalışma hayatına girmesi ile birlikte çalışma hayatı da farklılaşmış, tabiri caizse çalışma hayatına da kadın eli değmiştir.


Çalışma hayatı tüm çalışanlar için zorluklar barındıran bir alandır.  Her çalışanın yaşadığı bu zorlukların yanı sıra kadın çalışanların da kendine has olarak karşılaştıkları ve yaşadıkları sorunlar vardır. Sorumlu, mücadeleci ve hukuk yoluyla pek çok sorunun çözüm merkezi haline gelmiş Türk Eğitim-Sen, kurulduğu günden beri kadın çalışanların yaşamış oldukları sorunlara da kayıtsız kalmamış, bu sorunların çözümü için çalışmalar yapmıştır.


Çalışma hayatının karmaşası içinde pek çok sorunla iç içe yaşamak zorunda kalan kadın eğitim çalışanlarının doğum izni ve süt izni gibi kendilerine özel bir takım sorunları ve hakları da bulunmaktadır. Özellikle doğum izni ile ilgili olarak pek çok engel ve sıkıntıyla karşı karşıya kalan kadın eğitim çalışanları temel bir insan hakkı olan bu olaylarla ilgili olarak zaman zaman mağduriyetler yaşamaktadırlar.


Türk Eğitim-Sen bu çalışma ile kadın eğitim çalışanlarının çalışma hayatında karşılaştıkları/karşılaşabilecekleri pek çok sorunun çözümüne katkıda bulunacağına inanmaktadır. Sendikal mücadele içinde daha büyük katkılarına ihtiyaç duyduğumuz kadın eğitim çalışanlarının geleceğe daha güvenle bakabilmelerinin ve daha sorunsuz bir çalışma hayatında yer almalarının yolu da sendikal mücadelemize destektir. Kadın eğitim çalışanlarınca bu destek verildiğinde daha güçlü bir mücadele ortaya konulacağı şüphesizdir.


Bir meslek gurubunun sıkıntılarını ve çözüm yollarını en iyi o meslek gurubunun mensupları ortaya koyabilir; düşüncesi ile düzenlediğimiz Kadın Kurultayları ve Çalıştaylarında bizzat fedakâr bayan arkadaşlarımızın katılımıyla Kadın Eğitim Çalışanlarının sorunları ve çözüm yolları tartışılarak oluşturulmuş, basılarak üyelerimize dağıtılmış ve sendika sitemizde yayınlanarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.


Türk Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından kadın eğitim çalışanları ile ilgili yapılan araştırmalar ve basılan yayınları lütfen takip ediniz.


1. KADIN KURULTAYI


2. KADIN KURULTAYI


ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN SORUNLARI VE TÜRK EĞİTİM-SEN


ÇALIŞMA HAYATINDA VE SENDİKAL MÜCADELEDE KADININ ROLÜ VE BEKLENTİLERİ ÇALIŞTAYI KOMİSYON RAPORLARI


Eğitimle ilgili her kurum aynayı öncelikle kendine tutmalı, ortak aklı harekete geçirecek faaliyetleri planlama ve uygulama cesaretini göstermelidir. Eksiklerin, yanlışların söylenmesi üst yönetim tarafından iyileştirme için bir şans olarak görülmelidir. Bilinmelidir ki, hiç eleştirilmemek delilerin ve ölülerin ayrıcalığıdır.


Eğitim Çalışanları unutmamalıdır ki, hizmet kolumuza bağlı diğer işkollarında olduğu gibi eğitim çalışanlarının sorunlarının yegâne çözümü de yüzde yüz sendikalaşmadan geçmektedir. Problemlerin çözümünü arzulayan çalışanların atması gereken ilk adım sendikalaşmak olmalıdır. Ancak o zaman çözüm sürecine katkıda bulunulabilecektir. İşte bu adımı atmakla; şartların şekil verdiği değil, şartlara şekil veren kişilerin azmini ve kararlılığını göstermiş oluruz. Geleceğin bilgi toplumunu oluşturmak istiyorsak eğitimde kaliteyi arttırmak zorundayız. Eğitimde kalite, çok yönlü çalışmalar gerektirir. Ancak hangi sistemi uygularsanız uygulayın; çalışanların mutlu ve huzurlu olmadığı bir ortamda kaliteden, başarıdan bahsedemeyiz. Yöneticiler, varlıklarını değil gelecek nesilleri düşünmek zorundadır. Bu sebeple çalışanların ve onların temsilcilerinin sesine kulak vermelidirler.


Eğitim Çalışanları sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerinin ilgililerin ve ülkenin gündemine taşınması için gayret gösteren sendikamız; bu amaçla değişik zamanlarda yazılı ve görsel ve işitsel basın açıklamaları, kitlesel basın açıklamaları, dergi, broşür, afiş, bülten vb basın yayın malzemeleri, işyeri sendika ilan panoları, billboardlar, eylem ve etkinlikler, anketler, sosyal medya paylaşımları, dilekçe kampanyaları, hukuki girişimler, Muhalefet partileri, Hükümet, Bakanlık ve Kurum Yetkilileri ile görüşmeler, TBMM'de kanun teklifleri, soru ve araştırma önergeleri, reklam, haberler ve yazışmalar gibi kamuoyu baskısı oluşturma çalışmaları ile sıklıkla gündeme getirilmektedir.


Yapmış olduğumuz bütün çalışmalarda bilgiyi doğrudan almayı şiar edinerek her fırsatta kamu çalışanlarıyla doğrudan iletişime geçip, mağduriyeti yaşayan kişiden dinleyerek çözüm noktasında kamu çalışanlarının fikirlerine değer veren sendikamız, Eğitim Çalışanlarında da aynı yolu izlemektedir.


Bir meslek gurubunun sıkıntılarını ve çözüm yollarını en iyi o meslek gurubunun mensupları ortaya koyabilir; düşüncesi ile geçmiş yılarda düzenlediğimiz ve ileride düzenleyecek olduğumuz;  Kurultay, Çalıştay, Sempozyum ve İstişare Toplantılarında meslek gruplarının sorunları ve çözüm yolları tartışılarak oluşturulmuş, basılarak üyelerimize dağıtılmış ve sendika sitemizde yayınlanarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.


Burada gündeme getirilen sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler ile o yıl ki yapılacak Toplu Sözleşme öncesi ve Kurum İdari Kurul toplantıları öncesi üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda tespit ettiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan talepler; Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında gündeme getirilerek çözüm yolları aranmaktadır.


Türk Eğitim Sen; Eğitim Çalışanları sorunları ve çözüm yollarını oluşturan taleplerini, ilgililerin ve ülkenin gündemine taşımak için her fırsatta, her düzeyde, her süreçte ve her ortamda dile getirmektedir.


Bu anlamda, Türk Eğitim Sen her türlü gayreti ortaya koymaktadır. Fakat Hükümetlerin memurlara karşı olumsuz bakış açısı, memurların sendikalaşma oranının hala yeterli düzeyde olmaması, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Kanunu'nun, Grev hakkı vermemesi ve sendikalara üye olmayanlarında alınan haklardan faydalanması bu taleplerin çözümünü geciktirmektedir.


Modern toplumların ve demokrasi ile yönetilen devletlerin olmazsa olmazı taleplerin meşru zeminlerde dile getirilmesidir. Dile getirilen taleplerin kolay elde edilmediği veya ısrarlı talepler ve ortaya konulan eylemler sonunda alındığı aşikârdır. Dünyanın gelişmekte olan ve gelişmiş toplumları, haklarını aramada profesyonel olarak ya yardım almakta ya da bir araya gelerek haklarını birlikte talep etmektedirler. İnsanlık tarihinin bu anlamda en önemli mücadelelerinden birisi de çalışma hayatında verilmektir.


Çalışma hayatında bu görevi üstlenen sivil toplum kuruluşları sendikalardır. Hak arama kavramı ile özdeşleşen Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu ve Türk Eğitim-Sen, çalışanların, üyelerinin hak arama mücadelesinde öncülük yaparak önemli bir aktör olmuştur. Gerek sorunları tespit etme, gerek sorunlara çözüm üretme noktasında gerekse bu hakların meşru zeminlerde savunulmasında her zaman fark yaratmıştır.


Türk Eğitim-Sen söylem ve eylem gücüyle yalnız üyelerinin değil tüm eğitim çalışanlarını ilgilendiren meselelere asla duyarsız kalmamıştır.  Türk Eğitim-Sen çalışma hayatına önemli bir soluk getirmektedir. Üyelerinin ve eğitim çalışanlarının taleplerini dile getirirken; çalışanların, üyelerin, iş yeri temsilcilerinin, şube yönetimlerinin, uzmanların, hukukçuların ve bilim insanlarının görüşlerini alarak sistemli ve tutarlı çalışmalar ortaya koymaktadır. Ülkemiz uzun yıllar neyi neden savunduğunu; neye neden karşı olduğunu bilmeyen sivil toplum kuruluşları nedeniyle zaman, emek ve enerji kaybı yaşamıştır. Türk Eğitim-Sen bu hususta net söylemler belirleyerek, bunu her platformda dile getirmekte; demokratik yöntemlerle taleplerini sonuca ulaştırmaktadır.


Eğitim çalışanlarının gerçek gücü olan ve sadece onların hak ve çıkarları noktasında hareket eden Türk Eğitim-Sen büyük bir mücadele ve başarı öyküsüdür. Kendisine hep haklı olmayı, haktan yana olmayı ve haktan güç almayı düstur edinen Türk Eğitim-Sen, eğitim çalışanları için çok önemli çalışmalar yapmış ve bu çalışmalar neticesinde onlar lehine çok önemli kazanımlar elde edilmiştir.


Kazanılmış hakların korunması, taleplerimizin bir an önce karşılanması ve demokratik yollarla dile getirdiğimiz öngörülerimizin dikkate alınması için çalışma hayatında olduğu gibi sendikal mücadelede de eğitim çalışanları etkin olmak zorundadır.


Türk Eğitim Sen kurultay, çalıştay, sempozyum, istişare toplantılarında ve üyelerimizin görüşleri, anket, çalışmaları ve alan çalışmaları doğrultusunda oluşturulan eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm yolları için gayret sarf etmektedir ve tüm bu hususların sonuna kadar takipçisidir.


Gerek Toplu Sözleşme Masaları, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) toplantıları, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantıları ile Kurum İdari Kurulları toplantılarında dile getirdiğimiz ve aşağıda yer verdiğimiz sorunlar ve çözüm yollarını oluşturan taleplerin en kısa zamanda çözülmesini diliyoruz.


TÜRKİYE KAMU-SEN’E BAĞLI DİĞER SENDİKALARIMIZIN TALEPLERİ




Türkiye Kamu-Sen olarak, bu ülkeye karşı borçlu olduğumuzu düşünüyor ve bu niyetle faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Ecdadımızdan emanet aldığımız bu güzel ülkeyi, çocuklarımız için her alanda daha güçlü, daha müreffeh ve daha yaşanılır bir ülke olarak yaşatmak öncelikli görevimizdir.


Dolayısıyla Türkiye Kamu-Sen; çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden ve hak ettiğini alan sendikacılık anlayışını ilke edinmiştir. Bu anlayış ve belirlenen Kalite Politikaları doğrultusunda ortaya koyduğu çalışmalarıyla sosyal adaletin gerçekleşmesine ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşılmasına hizmet etmeyi, Devlet, Millet bütünleşmesini temin etmek suretiyle toplum, emekli ve iş barışını tesis etmeyi, hür sendikacılık ilkeleri içerisinde üyelerinin sosyal adalet ve sosyal güvenliğe kavuşturulması çerçevesinde, üyelerin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini koruma ve geliştirme surecine de katkıda bulunmaktadır.


Türk Emekli-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız. 


Türk Sağlık-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Büro-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Yerel Hizmet-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Diyanet Vakıf-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Tarım Orman-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Haber-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Enerji-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk İmar-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Ulaşım-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Türk Kültür Sanat-Sen 2020-2021 Yıllarına İlişkin Toplu Sözleşme Talepleri İçin Tıklayınız.


Ahmet KANDEMİR
Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen Osmaniye İl Başkanı
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorinin Diğer Haberleri